Karşınızdaki kişinin size nasıl davranacağını siz belirlersiniz. Bir saygınlığınız varsa ona göre davranırlar, saygınlığınız yoksa ciddiye almazlar. Devletler arası ilişkilerde de bu durum aynen geçerlidir.
- ÖZGÜR TOPSAKAL
Bugün dediğinizin yarın tam tersini söylüyorsanız, dış politikayı posta koymalar ve kavgalar üzerinden yürütüyorsanız, içeride hukuku, demokrasiyi, insan haklarını bitirmişseniz, iki lafınızdan biri yalan diğeri şüpheliyse, dünyada hiç bir ülke tarafından ciddiye alınmazsınız.
Hâl böyle olunca ona göre muamele görmeye mahkum olursunuz.
Rusya’da AKP heyetine yapılan aşağılayıcı muamele, 20 yıllık tutarsız dış politikanın yalnızca küçük bir yansımasıdır. Bu yapılan ilk değil ve muhtemelen de son olmayacak.
AKP dış politikası skandallar, krizler ve yalanlarla doludur. Bir gün AB’nin bekleme odasına kabul edilişimizi gündüz vakti havai fişeklerle kutlayıp, diğer gün AB’ye sövebiliyorlar mesela.
Bir gün Esad’la kol kola tatil yapıp başka bir gün “Zalim Esed” diyebiliyorlar.
Bir gün NATO’nun vazgeçilmez üyesi ve de ABD’nin önemli müttefiki olup, başka bir gün Rusya’ya yanaşabiliyorlar.
Attıkları hiçbir imzanın arkasında durmuyorlar. Rusya’dan S-400 alıp ABD’den Patriot istiyorlar. Zannediyorlar ki alem salak, bi tek biz akıllıyız.
Hiç bir dönemde dış politikada bu kadar tutarsız olduğu görülmemiştir.
Öte yandan Türkiye tarihinin en çok gezen Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, hemen hemen her gittiği ülkede olay çıkarıyor.
Kavga etmek için bir ülkeye bizzat gitmesi gerekmiyor aslında. Bulunduğu yerden “Eyyy” diye bir başladı mı kesin bir ülkeye çatacak demektir. “Eyyy Almanya!!” “Siz kimsiniz ya?” “Eyyy Fransa!” “Eyyy…..!”
Bir gerçek var ki dış politikada hot zort işe yaramıyor.
İşte bu tutarsızlıklar yüzünden memleketin dünyadaki itibarı iki paralık oldu. Rusya’da bize o şekilde davranılmasını biz kendimiz istedik. AKP sayesinde öyle utanç verici muamelelere maruz kaldık ki utanması gerekenlerin yerine yine biz utandık.
Örneğin:
- Hollanda, Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanını polis zoruyla sınır dışı etti. Ülkeye almadılar bile.
- Aynı zamanda Başkomutan olan Erdoğan’ı ABD’de onbaşı karşıladı. Protokol kurallarına göre konuk devlet adamlarını mevkidaşları karşılar.
- Yine başka bir ABD gezisinde Erdoğan’ı protokol müdürü karşıladı. Bir dahaki ABD gezilerine kendisini karşılaması için Türkiye’den adam getirdiler.
- Dönemin başbakanı Binali Yıldırım reisinden gelen emirle ABD’ye uçtu. ABD’de kendisini davet ettirecek resmi bir kurum bulamadı. Blucinlerini çekip tek başına doğa yürüyüşüne çıktı.
- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun İsviçre’de konuşma yapmasına izin vermediler. Gerisin geri memlekete dönüş yaptı.
- Erdoğan’ı BM toplantısı için geldiği İsviçre’de havaalanında hiç bir yetkili karşılamadı. Sabah gazetesi “Erdoğan’a İsviçre’de yoğun ilgi” şeklinde başlık attı. (Bazen kafa yaptıklarını düşünmüyor değilim.)
- Paris’teki iklim zirvesinde yine Erdoğan’ı karşılayan kimse olmadı.
- Bazı Türk bakanların ABD’ye girişi yasaklandı.
- Ve en son Rusya’da olanlar…
Siyasal islamcı AKP’nin cehaleti yüzünden prestij diye bir şey kalmadı. Yalnızca paralar değil, itibar da sıfırlandı. Çok yazık!