30 milyon metrekare arazi el değiştirmiş kanal boyunca. 30 kilometrekare ediyor. Arap sermayesi de başını çekmiş parselleri kapanların.
Bize kimse haber vermedi kanalın nereden geçeceğini. Fakat birilerine uçmuş haber. Beni parselleri toplayanların Arap ya da Türk olması ilgilendirmiyor. Bu her şeyden önce inside trading suçudur: Halka açık olmayan bir bilgiyi gizlice edinip ticari çıkar sağlamak… Hukukun işlediği bir ülke olsak hepsi hapsi boylardı.
Bu adamlar o arazileri aldık, artık o kanalı yapmaktan başka kaçarın yok diye peşreve başlamışlardır. Düşününce kanal kanal diye neden bağırdıkları belli. Karıncanın kırıntısına muhtaç bir devlet ve çökmüş ekonominin Arap sermayesine ve inşaata olan ihtiyacı. 500 milyon dolarlık uçağın neyin karşılığı olduğu, Eko Başkan’a mazbatanın verilmeme inadı, seçimlerin tekrarı ve Eko’dan IBB veri tabanının neden saklandığı da…
Tayyip açıkça dile getiremiyor derdini. Halk nezdinde Kanal’ı savunacak ikna edici bir gerekçe bulamıyor. Karşı çıkanı hain, terörist ilan etmek, tartışmayı kutuplaştırmak, gerçekleri yaygarada boğmak gibi manevraları vatandaş artık yemiyor. Bir yanda halk muhalefeti diğer yanda sermaye düzeninin demir dayatmaları. Tayyip ikisi arasında dans etmeye çalışıyor ve durumun farkında olan Eko da zayıf buldugu noktadan yumrukları saydırıyor… Bu maç nakavta kadar gider mi göreceğiz.
Tam bunları yazdım. Sonra millet bu işe nasıl ikna edilir diye düşünmeye başladım. Şimdi Boğaz’da ciddi bir kaza olsa kanalı isteyenlerin eli biraz güçlenir dedim ve sosyal medyadan böyle bir ileti attım. Ertesi sabah gemi kazası oldu.
Evliya değiliz sonuçta, işin içinde bir çapanoğlu var demek için erken. Fakat her an her şeye hazır olun. Bu kanalı yapmak için her türlü taklayı atacaklarından şüpheniz olmasın.