Organize suç örgütü elebaşı Alaattin Çakıcı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaret ve tehditlerinden dolayı hâlâ ifade vermedi. Dahası, otomobilinin durdurulmasını bile mesele yapıyor.
RED yorum – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik defalarca tehdit ve hakaretler savuran Alaattin Çakıcı, bir dokunulmazlık halesiyle sarılmış durumda.
Hâlâ ifade vermeyen Alaattin Çakıcı’ya yönelik tepki gösteren vatandaş Hakim Ekelik ise hâlâ hapiste tutuluyor.
AKP-MHP iktidar bloku, Çakıcı’dan hukuki bir hesap sorulamıyor olmasını, tüm toplum ve muhalefet üzerinde bir tehdit malzemesi olarak kullanmaya devam ediyor.
Çakıcı’nın ise, iktidar tarafından kendisine sağlanan bu dokunulmazlık zırhını bir “şımarma” vesilesine çevirdiği açıkça görülüyor.
Geçtiğimiz günlerde, Vadi İstanbul’daki “ofis”inden çıktıktan sonra trafikte otomobili durdurulan Alaattin Çakıcı’nın “çevresi” kıyamet kopardı. Çakıcı’nın “medya danışmanı” otomobilde arama yapılması bir mesele haline getirerek, basın bülteni yayınladı.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi’ne bağlı polislerce kontrol yapılmasını “FETÖ ve PKK zihniyetli kriptolar”ın işi olarak gösteren açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“CHP ve HDP’nin ‘terörist’ suçlamasına maruz kalan Alaattin Çakıcı’yı güzergâhta durdurarak kontrole tabi tutmak, olsa olsa Fetö ve PKK zihniyetli kriptoların işi olabilir. Güzergâhta teröristlere hedef gösterilen birinin aranması akla başka bir şey getirmiyor. O noktada arama-kontrol yapılarak bölgeye, mekâna dikkat mi çekilmek istendi? Malum, İstanbul Vadi’de Alaattin Çakıcı’nın ofisi olduğu gibi Mehmet Ağar’ın oğlunun ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’un oğlunun da ofisi var.”
Alaattin Çakıcı’nın kontrol edilmesini “teröristlerin işi” gibi göstererek, Çakıcı’ya sağlanan dokunulmazlık konforunun daha da genişletilmesi hedefleniyor. Böylece, Çakıcı hakkında yapılacak her işleme şaibe düşürülmeye çalışılıyor.
Tüm bu faaliyet, iktidar ortağı olan ve faşist söylemini gün geçtikçe daha pervasız bir hale getiren MHP tarafından koşulsuz destekleniyor.
Türkiye çok tehlikeli bir yere sürükleniyor. Yasalar, duruma göre rafa kaldırılıyor, göstermelik bile olsa, bir çifte standardın konusu haline getiriliyor.
Toplumsal desteği olmayan MHP’nin oyuncağı haline gelmiş Türkiye’de hukuksuzluk kurumsallaşıyor. Faşizm hukuklaşıyor.
Bir suç örgütü elebaşının bu kadar pervasız hareket edebildiği bir ülkenin varabileceği nokta ancak zifiri karanlık olabilir.